Macahellileri Hapsetme Planı Yeniden Gündemde…

İçerdiği kısıtlamalarla Macahellileri yüzyıllar boyunca barış içinde yaşadığı doğası için adeta “kımıl zararlısı” olarak gören, yöre insanını öz yurdunda parya konumuna indirgeyen sözde biyosfer yönetim planı yeniden gündemde…

 “İnsan ve Biyosfer” denilerek süslenmeye çalışılan statü, gerçekte içerdiği yasaklayıcı bölgelemelerle Macahel’deki yaşam alanlarının insanlar açısından mayınlı bir tarla haline getirilmesini öngörüyor.

Yöredeki haksız sınırlamalar zincirinin son halkasını teşkil eden biyosfer statüsü ve sözde yönetim planı, önceki halkalar gibi yerel halkın hiçbir şekilde inisiyatif sahibi olmadığı bir süreci ifade ediyor. Bu da planın amacının ve hedefinin yöre halkını hapsetme olduğunun bir başka delilini oluşturuyor. Sözde yönetim planının revize toplantısına yöre muhtarlarının çağrılması da yerel yönetimin yalnızca görünüşte sürece dahil edilmesinden başka bir anlam taşımıyor.   

Yapılan toplantıda DKMP Genel Müdür Yardımcısının, “Camili Havzası Alanı için yönetim planının uygulamaya geçmediği müddetçe buraların düzenli ve planlı bir şekilde yönetilemeyeceği” şeklindeki sözleri, sözde yönetim planı için soyut gerekçe oluşturma çabasının bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Camili Havzasının geleneksel koruma-kullanma kurallarına bağlı kendi kendine yönetiminin başarısı, mevcut doğanın korunmuşluğuyla açıkça görülebiliyor. Bu süreci bozanların, yöre dışı girişimler olduğu biliniyor. O halde bir plan yapılacaksa bunun hedefinin yöre insanı değil, tamamen ve sadece yöreyi kontrolsüz rant projeleriyle istila eden girişimler olması gerekiyor. Ancak bu girişim sahiplerinin, biyosfer statüsü sürecine götüren gelişmelerdeki etkinliği dikkate alındığında böyle bir planın gerçekleşmeyeceği de açık…

Borçka Kaymakamı’nın “alanın yönetim planının kaymakamlık başkanlığında yönetilmesinin yerel halka ve kamu adına daha istikrarlı olacağını ve kaymakamlığının bu işe aday olduğunu” belirtmesi de idari hiyerarşi bağlamında gerçekçi bulunmuyor. Ayrıca yörenin yönetiminin demokratik bir hukuk devletinde ilk planda yöre halkının kendisine, kanaat önderlerine ve seçilmiş temsilcilerine ait olması gerekiyor. Öte yandan kaymakamlığın çeşitli projelerle yöredeki kontrolsüz turizmi teşvik olarak nitelendirilebilecek girişimleri de bu noktada yerel halkın yararı açısından şüphe doğuruyor.

Orman ve Su İşleri Bölge Müdürü’nün “mevcut plandaki yönetişim yapısının, mevzuata göre entegre edilmesinin daha sağlıklı sonuçlar doğuracağını” ifade etmesi ise yasakçı koruma zihniyetinin bir yansıması olarak görülüyor. Bu zihniyetin öncelikle mevcut klasik-yasakçı koruma statülerinin doğurduğu sonuçların sağlıklı olup olmadığını sorgulaması gerekiyor. 

Sonuç olarak; gerçek sorunlar ve bu sorunların kaynağının yöre dışı kaynaklı birtakım girişimler olduğu net bir şekilde ortaya konmadan yapılacak her girişim, “plan yapmış olmak için plan yapmaktan” ibaret olacağı gibi, daha önemlisi bir şekilde Macahellileri kendi yurtlarında hapsetme ve nihayetinde yöreyi boşaltma niteliğini taşıyacaktır.

Konuyla İlgili Haber:

Camili Biyosfer Rezerv Alanı Yönetim Planı Çalıştayı Yapıldı

Biyosfer Rezervi; Uluslararası öneme sahip ve UNESCO’nun İnsan ve Biyosfer (MaB=Man and Biosphere) Programı içerisinde yer alan karasal ve/veya kıyı ekosistemlerine sahip yerlerdir. Biyosfer rezervleri; biyolojik çeşitliliğin korunması, ekonomik kalkınma ve kültürel değerlerin devamlılığı arasındaki sorunların, sürdürülebilir bir şekilde çözülmesine yönelik temel bir yaklaşım olup, bir çok uygulamanın yapıldığı ve geliştirildiği alanlardır.

Birleşmiş Milletler UNESCO MAB Sekretaryasınca, 29 Haziran 2005 tarihinde ilan edilen Camili Biyosfer Rezervi, dünyanın 25 sıcak noktasından biri olan, ülkemizin ilk ve tek biyosfer alanıdır. Camili Havzası içerisinde Camili, Düzenli, Efeler, Kayalar, Maral ve Uğur köyleri yer almaktadır.

Camili Biyosfer Rezerv Alanının kaynak değerleri, GEF-II Projesi uygulama alanı içerisinde yer almıştır. Yapılan araştırmalarda alanın florası, faunası, biyoçeşitliliği araştırılarak ortaya çıkartılmıştır. Bunların yanı sıra araştırmalar sonucunda Tarım ve Köy İşleri Bakanlığınca alanda bulunan Saf Kafkas Arısının yaşamını sürdürdüğü yer olması açısından Gen Koruma Bölgesi olarak ilan edilmiştir. GEF-II Projesi koordinatörlüğünde alanın yönetimi ile ilgili 2007 - 2011 yılları arasında Taslak Havza Yönetim Planı hazırlanmıştır. Taslak planda havzanın yönetimi ile ilgili Doğa Koruma ve Milli parklar Genel Müdürlüğünce plan çalışmalarının altlığı oluşturuldu ve 12/06/2012 tarihinde de havzanın yönetiminin nasıl olacağı konusunda Borçka Kaymakamlığında toplantı yapılmıştır.

Kaymakamlık makamında yapılan toplantıya DKMP Genel Müdür Yardımcısı Sayın Sabri KİRİŞ, Borçka Kaymakamı Sayın Fatih KIZILTOPRAK, 12. Bölge Müdürü Sayın Mustafa BULUT, Artvin Orman Bölge Müdürü Sayın Ömer Naci KAYA ve kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, STK’lar ile havza içerisinde yer alan Camili, Düzenli, Efeler, Kayalar, Maral ve Uğur Köy Muhtarları da katılmıştır.

Yapılan toplantıda; DKMP Genel Müdür Yardımcısı Sabri KİRİŞ alanın önemini vurgulayarak açılış konuşması yapmış ve bu tür alanların korunması ve sahip çıkılması gerektiğini belirtmiştir. Camili Havzası Alanı için yönetim planının uygulamaya geçmediği müddetçe buraların düzenli ve planlı bir şekilde yönetilemeyeceği, yerel halkın başta ekoturizm olmak üzere yerel ürünlerinin de yetiştirerek kültürlerini yaşatmaları gerektiğini, alanda bulunan Saf Kafkas Arı ırkının üretmiş olduğu balın yerel halka ekonomik düzeyde gelir getirici olduğunu belirterek daha iyi imkânlara ihtiyaç duyulduğunu belirtmiştir.

Borçka Kaymakamı Fatih KIZILTOPRAK; alanın yönetim planının kaymakamlık başkanlığında yönetilmesinin yerel halka ve kamu adına daha istikrarlı olacağını vurgulamış ve kaymakamlığının bu işe aday olduğunu belirtmiştir.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı 12. Bölge Müdürü Mustafa BULUT ise Türkiye’nin doğal değerlerinin korunması ve devamlılığını sağlayarak sosyal, ekonomik ve kültürel yaşama katkı sağlamak açısından Biyosfer Rezerv Alanları ile ilgili mevzuat yapısının incelenerek, mevcut plandaki yönetişim yapısının, mevzuata göre entegre edilmesinin daha sağlıklı sonuçlar doğuracağını ifade etmiştir.

DKMP Genel Müdürlüğü Uzman Temsilcilerinin de katılım sağladığı toplantıda Çoruh Havzası Planının yapıldığı ve Camili Havzasının ise Çoruh Havza Planının içerisinde Mikro Havza olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Birçok katılımcının katıldığı toplantıda diğer kurum, kuruluşların, yerel halk temsilcilerinin ve STK’ların fikirleri ve istekleri alınarak bir sonraki toplantıya revize bir mikro havza yönetim planının ortaya çıkacağı belirtilmiştir.

(http://artvin.ormansu.gov.tr)

Bağlantılı Diğer Haber ve Değerlendirmeler:

http://www.macahelbizimdir.org/Haberler.asp?goster=kat&id=43

http://www.macahelbizimdir.org/Yazilar.asp?goster=kategori&id=24


Haberin kaynağı : http://www.macahelbizimdir.org
Macahel Bizimdir İnisiyatifi