Yazan : Mereta


MGK, "Ortadoğu'da geleceğin savaş konusu" suyu konuştu: 2023'te her yerleşime ve tarımla sanayiye yeterli su sağlanacak. Baraj sayısı artacak.

Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Ortadoğu'da geleceğin savaş nedeni olarak görülen "su" konusunda Türkiye'nin 20-30 yıllık süreçte sıkıntı çekmemesi için şimdiden atılması gereken adımları belirledi. MGK'nın sivilleşmesinin ardından her iki ayda bir yapılan olağan toplantılarda güncel gelişmelerin yanı sıra enerji güvenliği, savunma sanayi ve bilim-araştırma dosyaları ele alınmıştı. MGK'nın önceki günkü toplantısında kurulun suyu öncelikli konu olarak ele almasının arkasında Dünya Su Günü nedeniyle 22 Mart'ta açıklanan BM'nin Su Raporu ile dikkat çektiği gelişmeler yer alıyor.

Bu raporda, Türkiye'nin 2025 yılında su fakiri ülkeler arasında olacağı (kişi başına yıllık su tüketimi 1000 metreküpün altına inecek), 2040 yılında ise Suriye ve Irak gibi şiddetli susuzluk çekecek ülkelerin hedefi haline geleceği değerlendirmeleri yer alıyordu.

MGK'nın 2023 stratejisi

Önceki günkü MGK toplantısında su konusunda bir sunum yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler'le DSİ Genel Müdürü Veysel Eroğlu da, sanılanın aksine Türkiye'nin su zengini bir ülke olmadığını, artan nüfus ve su kullanımının artması nedeniyle ileride sıkıntılar yaşanabileceğini savundu. Toplantıda su konusunda sıkıntı yaşanmaması için devletin ilgili tüm kurumlarının koordinasyonunda uzun soluklu bir strateji izlenmesi gerektiği belirtilerek Türkiye'nin kuruluşunun 100. yılına denk gelen 2023 yılı bir "hedef" olarak seçildi.

Her ile su: 2023 hedeflerinin başında her yerleşim birimine içme suyu temini var. İçme, kullanma ve sanayi için 2023 yılında 38.5 milyar metreküplük bir su kapasitesinin yaratılması öngörülüyor.

Tarlalar sulanacak: 2023'e kadar tüm sulanabilir araziler sulanacak. DSİ etütlerine göre, Türkiye'de sulanabilecek alan 8.5 milyon hektar. Geçen yıl sulanan alan ise 4.85 milyon hektar. Sadece Fırat Havzası'nda Belçika kadar bir alan sulanabilir.

Hidroelektrik potansiyeli: 2023 yılına kadar Türkiye'nin hidroelektrik potansiyeli harekete geçirilecek. Türkiye'de teknik ve ekonomik olarak değerlendirilebilir hidroelektrik potansiyeli 128 milyar kilovatsaat olarak hesaplanıyor.

Fırat ve Dicle'ye daha çok baraj: Türkiye'nin akarsu zenginliğinden daha çok yararlanması hedefleniyor. MGK'da bu yöndeki ilke 'Boşa akan su kalmasın' olarak özetlendi. Üzerine tesis yapılabilecek her akarsunun değerlendirilmesi benimsendi. Bu süreçte üzerinde önemle durulan bir başka konu da sınır aşan sular oldu. Fırat ve Dicle'nin sularını kıyıdaş ülkeler Suriye ve Irak'la paylaşmaya yanaşmayan Türkiye, Ilısu ve Yusufeli barajları örneğinde olduğu gibi ileride daha çok baskı altında kalabileceğini öngörüyor. MGK bildirisinde belirtilen 'Sınır aşan sular üzerindeki barajlar süratle bitirilsin' tavsiyesi de bu gereklilikten kaynaklanıyor. Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinde müktesebatına geçirmek zorunda olduğu düzenlemeler nedeniyle Türkiye ileride bu iki nehre baraj yapmakta güçlüklerle karşılaşabilir.

DSİ: 50 milyar YTL gerek

DSİ'nin MGK'da belirlenen yatırımları yerine getirmesi için 50 milyar YTL'lik kaynağa ihtiyaç duyduğu da toplantıda dile getirildi. Ödenek yetersizliği yaşayan DSİ, geçen aylarda hidroelektrik enerji yatırımlarında özel sektörün önünü açmıştı. Şu anda 542 baraj ve 135 hidroelektrik santralı işletmede, 87 baraj ve 41 hidroelektrik santral ise inşa halinde.

http://www.suvakfi.org.tr/haber_detay.asp?id=344&YIL=2005


Yazının Kaynağı : http://www.macahelbizimdir.org/Forum.asp?forum=oku&msgid=108
Macahel Bizimdir İnisiyatifi