Bunlardan bir tanesine daha önce değinmiştik. UNESCO’nun çevre dostu olması sebebiyle çok açık bir biçimde HES’leri destekliyor olmasına karşın, bu çevreler, yöremizin UNESCO tarafından biyosfer rezerv statüsü ilan edilmesini kullanarak HES’lere itiraz ediyorlar…(bakınız: http://www.macahelbizimdir.org/Forum.asp?forum=oku&msgid=71)

İkinci bilgi kirliliği örneğini, HES’ler ile Çernobil faciası ve radyasyon arasında ilişki kurulmasında görüyoruz. Ne yazık ki bir muhtarımız da bu yalan bilgiye inan(dırıl)mış olacak ki, HES’lerle ilgili görüşünü açıklarken Çernobil patlamasından söz ederek, uzun vadede HES’lerin de radyasyon yayarak kanser gibi sağlık sorunlarına yol açabileceği endişesini dile getiriyor…(bakınız: http://www.macahelbizimdir.org/Yazilar.asp?goster=yazi&id=156)

Bu bilgideki kirliliği şöyle gösterebiliriz: Çernobil santrali bir Hidro-Elektrik-Santrali (HES) değil, bir Nükleer-Enerji-Santrali (NES)’dir. Nükleer Enerji Santrallerinin, miktar itibariyle çok büyük bir enerji ürettiği (dolayısıyla onlarca HES santraline bedel olduğu) bir gerçekken, çevreye ve insan sağlığına zararlı olabileceği de herkesçe kabul edilmektedir ki, en önemli örneği Çernobil faciasıdır. Öte yandan enerji de önemli bir ihtiyaçtır. İşte bu noktada alternatif enerji üretim yöntemleri devreye girmekte, su, rüzgâr ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynakları önerilmektedir. HES’ler de bunun bir parçasıdır.

Eğer HES’ler, “kirli bilgi”de ileri sürüldüğü gibi radyasyon vb. zararlara yol açsaydı, ülkemizdeki onlarca akarsuyun üzerinde, yıllarca kurulu bulunan barajlar dolayısıyla bu etkilerin görülmesi gerekirdi. Keban ve Atatürk barajı, keza Artvin’de, Borçka’da yeni kurulan barajlar da birer HES’tir. HES’ler, yani sudan elektrik üretme, akarsuyun önüne baraj yaparak (baraj tipi) veya suyu yüksek bir yerden aşağı akıtmak suretiyle (nehir tipi) kurulabilir.

O halde, HES’ler ve Çernobil-radyasyon ilişkisi tam bir bilgi kirliliğidir. Bu kirli bilgiyi üreten çevreler, öte yandan gerçekten radyasyon üretecek santrallerin (yani NES’lerin) ihalelerini alabilmek için koşuşturuyorlar… (bakınız: http://www.macahelbizimdir.org/Forum.asp?forum=oku&msgid=61). HES'lerin de yapım sürecinde kurallara aykırı hareket edilirse, gereken özen gösterilmezse elbette zararlı etkileri olabilir. Ancak bunu, maksatlı olarak Çernobil patlamasıyla ilişkilendirmek, bilgi kirliliğine dayalı kara propagandadır, konuyu bilmeyen insanlarımızı yanıltmadır.   

Sonuç olarak, her zaman için önce bilgi, sonra fikir sahibi olmalıyız. Tabii ki sahip olduğumuz bilgi ne kadar temiz/doğru ise, fikirlerimiz de bununla orantılı bir doğruluğa sahip olacaktır. Macahel özelinde HES'lerle ilgili olarak, projelerinin fazlalığını ve yöreye ne gibi bir getirisi olacağını tartışmamız gerekir ki, bu yönde de görüşler ifade edilmektedir. Nitekim aynı muhtarımız, yukarıda eleştirdiğimiz endişelerini ifade ettikten sonra, Maral ve Efeler deresinde 2 adet santral yapılmasını ve buradan yöreye katkı sağlanmasını önermektedir ki bu öneriye katılmamak mümkün değildir …(bakınız: http://www.macahelbizimdir.org/Yazilar.asp?goster=yazi&id=156)