Çevre Kirliliği ve Camili

Su kirlenmektedir... Hava kirlenmektedir... Toprak kirlenmektedir... Bunların hepsinin çözümü vardır. Gerekli tedbirleri aldığınızda bu kirlilikler zamanla temizliğe dönüşür.

Moleküler Kirlenme

Çevre kirliliğinin dördüncüsü vardır ki onu temizlemek mümkün değildir. Bunu şöyle ifade edelim. Kimyada öyle moleküller vardır ki ışığı sağa kırarlar, öyle moleküller de vardır ki ışığı sola kırarlar. Bir cins molekülden sağa kırılanla sola kırılan moleküller aynı kimyasal özellik gösterirler.

a) Sağa kıran molekülleri yalnız canlılar üretirler ve bunları bütün canlılar kullanırlar.

b) Sola kıran moleküller doğada yoktur. Bunları sadece insanların ürettiklerinde vardır.

c) İnsanların ürettiklerini kıran moleküller karmadır ve birlikte oldukları için ne sağa ne de sola kırarlar. Sanayi ürünü moleküller karmadır.

d) Karma molekülleri ayırmamız mümkün değildir. Çünkü bütün fiziki ve kimyevi özellikleri aynıdır. Ama sağ moleküller sol moleküllere her zaman karışarak karma molekül oluşturabilirler.

e) Canlılar sol molekülü üretmedikleri için insandan evvel yalnız sağ molekülleri kullanıyorlardı. İnsanlar suni olarak karma moleküller üretmeğe başladıktan sonra canlıların bünyesine bunlar da girmeğe başladı. İşte canlı kirliliği bünyelerinde sol molekülleri de bulundurmalarıdır.

f) Canlılar birbirlerinin besini oldukları için bir canlı kirlenince onun kirliliği bütün canlılara intikal eder. Avlanır, besin olur ve intikal eder. Çürür, toprağa karışır, topraktaki molekülleri sonra köklerinden bitkiler alır ve onlar da kirlenir. Bütün canılar birbirlerinden beslendikleri için tüm canlılar kirlenmeğe başlar. İşte bu kirlenmenin tedavisi yoktur.

g) Kirlenen canlılarda yapı hormonlu besinleri oluşturmaktadır. İnsanlarda hastalıklar ve kanserler oluşturmaktadır. Tehlike o kadar korkunçtur ki bir iki veya üç nesil sonra tüm canlılar kirlenecek ve canlılık yok olacaktır.

Bu korkunç tehlikeye insanlık nasıl çare bulur? Bunun için tek çare vardır. Henüz kirlenmemiş bölgeleri sıkı bir şekilde korumamız gerekir.

a) Korunan çevreye dışarıdan besin sokulmamalıdır. İnsanlar orada üretilenleri yemeli, orada üretilenleri giymelidirler. Hayvan yemi de girmemeli, kesinlikle gübre de girmemelidir. Organik ilaçlar girmemelidir. Suni ilaçlar kullanılmamalıdır. Hâsılı tüm organik girdiler yerli üretimden temin edilmelidir.

b) Ölen cenazeler orda gömülmemelidir. Hatta insan pisliği bile oradan alınıp dışarı çıkarılmalıdır.

c) Oraya hiçbir yabancı hayvan, bitki veya tohum sokulmamalıdır. Kendi doğal oluşması içinden geçinmelidir.

d) Orada doğaya müdahale edilmemeli, doğa şartları içinde doğal besin ve giyecek üretilmelidir. İhracat yapan ama ithalat yapmayan bir çevre olmalıdır.

Buranın doğa ürünleri başka yerlerin doğa ürünleri ile değişebilir. Sonra kirli yerleri nasıl temizleyebiliriz? Oradaki tüm canlıları yakarız. Kül ve dumandan başka bir şey bırakmayız. Bu da yetmez. Bitkilerin beslendikleri humuslu toprakları en az 200 derece sıcaklığa çıkarıp ısıtırız. Bunun için çok büyük enerjiye ihtiyacımız olacaktır. Böylece korunmuş çevre dışında canlı değil, canlının kemikleri ve derileri, pislikleri yok edildikten sonra bozulmamış sol molekül almamış canlıları getiririz. Böylece çevre kirliliğini önlemiş oluruz. İyi taraflı sol moleküller kendilerini çoğaltamadıkları için az miktarda sol moleküller kalsa da zarar getirmez.

Camili’nin Durumu

Artvin’in Camili köyleri vardır. Henüz kirlenmemiştir. Ama her geçen gün kirlenmektedir. Dışarıya pazarlayarak yardım aldılar. Oralarda değil başka yerlerde kullandılar. Cinayetler işlenmektedir.

a) Halk ormanları kullanamadığı için besinini ve elbisesini dışarıdan almaktadır. Hâlbuki bundan elli sene önce köye yiyecek girmez, giyecek bile girmezdi. Kendileri dokur kendileri giyerlerdi.

b) Halk kendi ürettiklerini tüketirdi. Fındık ektirmeye başladılar. Fındığın ilacı ve gübresi oraları kirletmektedir. Ayrıca yiyeceğin dışarıdan gelmesiyle tüm kirlilik sürmektedir.

c) Doğa arıları vardı. Doğal seleksiyon sonucunda en üstün Kafkas Arı Irkını oluşturuyordu. Suni kovanlar getirildi. İlaçlama getirildi. Böylece arı ırkı bozuluyor. Artık doğa ile mücadele eden arılar kalmamıştır.

d) Doğal su akıntıları vardır. Arklı değirmen suları ile küçük elektrik santralleri kuracaklarına, elverişli olmayan büyük baraj ve santraller kuruluyor. Bunların işletilmesi için buraya teknik eleman geliyor. Bunların besinleri dışarıdan geliyor. İlaçları dışarıdan geliyor. Sonuçta bu korunmuş alan katlediliyor.

Bu konular tarafımdan Tarım Bakanlığına iletilmiş, Tarım Bakanlığından yem fabrikası kurulması için beş milyon dolarlık kredi istenmişti. Oradaki bürokratlar orman köylülerine baskı yaparak ‘biz yem fabrikasını istemiyoruz’ dedirttiler. Doğa tahribine devam edilmektedir.

Geçen Pazar Camilililerin toplantılarına katıldım. Acı acı onları seyrettim. Önerdiklerimin sahtesini kurmuşlar ve tahribata devam ediliyor. Şu sonuca vardım ki, mevcut bürokrasi ve iktidarla bir şey yapmak mümkün değildir. Söylediklerimi hemen dejenere edip ülke aleyhinde kullanıyorlar.

İstanbul, 21 Şubat 2009


Haberin kaynağı : http://www.macahelbizimdir.org
Macahel Bizimdir İnisiyatifi