Macahel Yazıları 5 - GEF-II Projesi ile İlgili Güncel Gelişmelerin Değerlendirilmesi

“Proje Faaliyetleri ve Sorunlarına Yönelik Değerlendirme Workshopu”nun Camili Bölümünün Değerlendirilmesi

I. Workshop'un Camili Bölümü

T.C. Orman Bakanlığı, Biyolojik Çeşitlilik ve Doğal Kaynak Yönetimi Projesi, Proje Faaliyetleri ve Sorunlarına Yönelik Değerlendirme Workshopu, 16-21 Aralık 2002, Antalya.

1.GENEL DEĞERLENDİRMELER

1.1. CAMİLİ

SORUNLAR

- Yol sorunu (yolun uzun bir süre kapalı olması)
- Askeri yasak bölge olması (ziyaretçilerin sahaya girişi ile ilgili sorun)
- Eğitim sorunu (Sürekli öğretmen olmayışı),
- Aydınlatma-ısınma sorunları (3-6 ay elektiriksiz yaşam),
- Sahanın statüsünün olmayışı (OGM İşletme Alanı oluşu)
- Kışın sahaya girilememesi ve Gürcistan’dan girme olanağının olamayışı
* Başarılı olmak için bütün bu sorunlarında hesaba katılması lazım.

GERÇEKLEŞTİRİLEN FAALİYETLER

- Danışma Konseyi toplantısı yapıldı, sonuç olumlu (Ocak ayında tekrar toplantı yapılacak)
- Sahadan elde edilen gelirin tekrar sahaya geri dönmesini sağlamaya yönelik mekanizmaların kurulması konusunda Vakıf çalışmalarına başlandı, (2-6 Ekim ‘de özellikle İstanbul’da oturan Camili’lerle toplantı yapılarak Vakıf kurma çalışmalar başlatılmış)
- PAMA’nın bu mekanizma içinde nerede olacağı konusu netlik kazanmamamış.
- İstanbul’da yaşayan Camililer ile yapılan toplant sonucunda ortak kararlar alınmış.
- Elemanların becerilerini geliştirme ve diğer sahalara yönelik gezi çalışmaları programlanmış (20-30 Ocak SS, KK, 18-30 Nisan İğneada’ya seyahat düşünülüyor),
- Ziyaretçi merkezi, ofisler, giriş ünitesi gibi mimari yapıların projeleri hazırlanarak Proje Müdürlüğüne sunuldu, Ziyaretçi merkezi ve ofisler için ayrılan zorunlu saha 1 dönüm (PARU’dan Nihan yenilmez Arpa’ya).
- Alınan motosikletleri kullanacaklar için eğitim ihtiyacı var.
- Kar aracı ihtiyacı (Bütçede kar aracı alımına yönelik ödenek ayrılmasına rağmen bütçesi yeterli değil. Artırılması talebi var. Kar aracı proje faaliyetlerinin dışında (baseline surveyler, ekoturizm gibi) yöre insanının da acil ihtiyaçlarını karşılamada (hasta sevki vb.) kullanılması hedefleniyor)
- Sahanın askeri bölge oluşu,
• sahaya giriş izinleri, sahaya girişlerde sıkıntı yaşanıyor.
- GIS konusunda eğitim ihtiyacı var ( Merkezde yapılan 1 haftalık eğitim programı tanıtmaya yönelik olup, kullanıma yönelik eğitim ihtiyacı var).
- Biyolojik çeşitlilik surveyleri ;
• İlk literatür çalışmaları tamamlandı,
• Gelecek yıl çalışmalar devam edecek,
• Fauna sörveyleri ile ilgili sözleşme yapılarak ekip kuruldu,
• Fauna ekibi Ocak ayında çalışmalarına başlayacak,
- Sayısal haritaların temini,
• Biyolojik çeşitlilik surveyleri içinde ihtiyaç duyulmakta,
• Henüz sayısal haritalar sahaya ulaşmadı, gecikmeler var.
• Raster haritalar proje sahasına ulaştı
- Gelir getirici faaliyetler;
• Sosyal değerlendirmeler konusu
- Sosyo-ekonomik değerlendirmeler 1 ay saha çalışması yaparak çıkarılmaya çalışıldı,
- Çalışmanın çıktıları ağırlıklı olarak kültürel açıdan değerlendirildi,
- Sosyo-kültürel açıdan önem taşıyan bu çalışma bir ay içerisinde kitapçık haline getirilecek,
- Sosyal değerlendirmeler küçük hibeler içinde altlık oluşturacak,
• Fon mekanizmalarının geliştirilmesine yönelik fasilitator konusunun gerekli olmadığı kanısına varıldı,
• Saha ile ilgili pek çok bilgi ve belge mevcut ancak bu bilgilerin değerlendirilmesi konusunda boşluklar var.
• Camili Proje alanında ulusal bazda çalışmalar yapan 2 vakıf mevcut (TEMA, KIRÇEV). Ancak bu vakıfların (Gönüllü kuruluş) bazı olumsuz çalışmaları gerçekleşmiş ve yöre insanı bunlara karşı tepkili,
• Sahadaki Ulusal bazda çalışmalar yapan bu iki gönüllü kuruluşun bilimsel çalışmalarla elde ettikleri bulgular proje ekibine kaynak oluşturmakta ve bu çalışmalar üzerine, çalışmalar baz alınarak faaliyetler sürdürülmekte,
• Sahada TEMA tarafından gerçekleştirilen ekoturizm çalışmaları ve ekoturizm yaklaşımında bazı hatalar yapılmış, yöre insanı bu konuda tepkili, ancak proje elemanlarının yapmış olduğu bilgilendirme ve eğitim çalışmaları etkili olmakta,
• Ekoturizm yönetim planının oluşturulmasına yönelik Camili Köyünde 10 gün süreli bir eğitim çalışması gerçekleştirildi ve bu çalışma yöre insanı ile daha sıcak bir diyalog kurmayı da sağladı,
• Ekoturizm yönetim planının yapımına yönelik çalışmalar başladı,
• Yerel kılavuzlara ulaşıldı,
• Yöresel pansiyonculuk faaliyetlerine yönelik çalışmalar henüz yeterince geliştirilemedi, çalışmalar yapılıyor,
•  2002 yılı yaz sezonunda 11 tur (yaklaşık 500 kişi) sahayı TEMA-Tur vasıtasıyla ziyaret etti, Ancak bu tur vasıtasıyla sahayı ziyaret eden ziyaretçiler gerçekte ekoturist olarak nitelendirilemez,
• Ekoturizm faaliyetlerine yönelik alt yapı hali hazırda mevcut olmayıp, tur güzergahları, kaynak değerlerinin yerleri ve haritalarıhazırlandıktan sonra 2003 yılında sahanın tanıtımına yönelik çalışmalar yapılacak,
- Kadastro çalışması,
• kadastro çalışmalarının yapılabilmesi için yöre insanını ikna etmeye yönelik çalışmalar devam etmekte,
• sahanın resmi olmayan mevcut arazi kullanım haritasının çıkartılmasına ihtiyaç var (Gerek özel veya gerekse resmi kanlla)
• Resmi olmayan arazi kullanım haritalarının çıkarılmasından sonra alanda yaşayanlarla karşılıklı ikna turları, görüşmeleri yapılacak,
• Gelişen şartlar doğrultusunda Orman Kadastrosunun yapılması

- Sınırlama konusu;
• Saha tabii sınırlara oturmuş olup, sınır işaretlemesi çalışmalarına gerek duyulmamıştır.
- Danışma Konseyi;
• Danışma Konseyi toplantısı İl’deki resmi dairelerin temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Sonuç oldukça verimliydi. En kısa zamanda yeniden toplanılacak. Bu toplantıya İl Tarım Müdürlüğünden de katılımın olması sahada hali hazırda yapılagelen organik tarım konusunda Tarım temsilcisinden destek sağlandı.
• Yine organik tarım konusunda İl Tarım Müdürlüğü ile bir ekip kuruldu.
- Web sayfası,
• www.camili.gov.tr. Site yayında.
- Hibe programı ;
• Hibe programın sürecinin tanımlanması ve finansal yönetimi konusunda çalışmalar  devam ediyor,
• Hibelerle ilgili el kitabı hazırlanmış durumda, ancak birkaç maddenin tartışılması gerekiyor,Sözleşme ile ilgili olarak da birkaç sorun mevcut,
- Genel Konular ;
• Kültürel Değerlere yönelik çalışmalar İl Kültür Müdürlüğü elemanı tarafından çalışılmış olup, 1 ay içerisinde yazılı hale getirilecek. Yine  Halk Eğitim Mğüdürlüğü ile de birlikte bir komisyonun kurulduğu, çalışmalar devam ediyor.
• Danışma Konseyinde sahanın askeri bölge de olması nedeniyle İl Alay ve Jandarma Komutanı da yer alıyor.
• TEMA ile askeri yasak bölgenin 100 metreden 500 metreye çekilmesine yönelik çalışmalar sürüyor,
• Enerjiye yönelik çözüm önerisi bekleniyor ?
• Ekoturizm ile ilgili çalışmalar ve sahaya yönelik hedef, strateji belirlenecek ?,
• Bilinçlendirme konularında eksiklik var. Bilinçlendirme Komitesinden faydalanılmak isteniyor, Bilinçlendirme Komitesinden beklentiler var,
• Isı yalıtım sistemlerine yönelik projelerin üretilmesi gerekiyor.
- Bugün gelinen nokta;

• Proje dökumanının hazırlanması aşamasında sahaya gelenleri istemeyen yöre insanı şu anda proje ekibiyle birlikte kararalara katılınmakta, proje ve proje elemanları benimsenmiş durumda,
• Proje ekibi katılımcı, birlikte karar verme ve uygulama olanağı sunma  yaklaşımı sergilemekte ve yöre insanına rağmen koruma olmayacağı düşüncesini benimsemekte.  Ayrıca proje çalışmasının örnek bir çalışma olduğu, çalışmalar sonrasında çıktıların diğer sahalara yaygınlaştırılacağı da anlatılmakta.
 

TALEPLER VE ÖNERİLER
1. Danışma Konseyi toplantısı kimin başkanlığında yapıldı ve sonuçları nedir ? Sonuçlarının merkeze gönderilmesi,
2. Yıllık çalışma programlarında yapılamayan çalışmaların neler olduğu ve nedenlerinin çıkarılması,
3. Yurtdışı seyahatler sonrası seyahat raporlarının hazırlanarak merkeze iletilmesi,
4. Seyahatler sonrasında gerek proje içi ve gerkse proje dışındakilerle bilgilendirme toplantılarının yapılması,
5. GIS Eğitim ihtiyacı (Merkezde yapılan bir haftalık GIS Eğitimi  tanıtım amaçlı olmuş, konulara ilişkin bilgilenmeye ihtiyaç var),
6. Yapılan çalışmalarda Kültürel Değerlere yönelik çalışmaların eksik olduğu gözlendi. Bu konuda neler yapıldı veya yapılıyor ? ( Kültürel değerlerin tespitine yönelikçalışmaların İl Kültür Müdürlüğü elemanı ile çalışıldığı ve yine halk Eğitim Mğüdürlüğü ile de birlikte bir komisyonun kurulduğu), Sonuçlar bekleniyor ?
7. Danışma Konseyinde sahanın askeri bölge de olması nedeniyle İl Alay ve Jandarma Komutanı da yer alıyor.
8. TEMA ile askeri yasak bölgenin 100 metreden 500 metreye çekilmesine yönelik çalışmalar sürüyor.

Workshop metninin tamamı için bakınız: www.gef-2.org

II. Değerlendirme  

 Sorunların Değerlendirilmesi

  Sorunlar bölümünde yer verilen konular, Projenin uygulanmasına ilişkin sorunlar olup, bir bölümü dolaylı olarak yörede yaşayan Macahellilerin insanca yaşama haklarıyla ilgilidir. Yol, eğitim, aydınlanma-ısınma sorunları, bütün Macahellilerce ortak bir şekilde ifade edilen sorunlardır. Bunların, projenin uygulanmasında da sorun oluşturduğu anlaşılmaktadır. Bu vesileyle de olsa sorunların çözüme kavuşması umulur.

  Yörenin askeri yasak bölge oluşu, ziyaretçilerin girişi açısından sorun olarak gösterilmektedir. Ziyaretçi girişi ifadesinden ve yasak bölgenin sorun sayılmasından, projede turizmin önemli bir boyut taşıdığı anlaşılmaktadır. Bizce, yörenin askeri yasak bölge olması, yöre doğası, kültür ve mimarisi açısından birçok tehlikeyi barındıran turizm konusunda önemli bir güvencedir ve turizme ilişkin belirttiğimiz tehlikelere karşı alternatif bir önlem söz konusu olmadıkça, yöre askeri yasak bölge olarak kalmalıdır. Ayrıca yörenin askeri yasak bölge olmasını gerektiren güvenlik endişesinin de tamamen ortadan kalktığını söylemek mümkün değildir. Bir sınır yöresinin, kontrolsüz bir biçimde turizme açılması, güvenlik açısından tartışmaya açıktır.

  Sahanın statüsünün olmayışının sorun olarak belirtilmesini anlamak mümkün değildir. Bunun ne gibi bir soruna yol açtığı belirsizdir. Acaba yörede statü olmadığı için herhangi bir sınırlamanın olmayışı, mülkiyetin tamamen yöre halkına ait olması mı bir sorundur? Başarılı olmak için bu sorunların hesaba katılacağı belirtilerek, yörenin şu an için mevzuatımızda bulunan milli park, tabiatı koruma alanı (halen Efeler-Gorgit’te olan statü) vb. statülere sokulması mı amaçlanmaktadır?

  Kışın sahaya girememe şeklinde belirtilen sorun, yukarıda değinilen ve web sitemizdeki Macahel’in sorunlarına ve bunların çözümüne ilişkin yazılarda öne çıkan tünel yapımı ile sona erecek, başka bir ülkeden yöreye girme gibi garip bir çözüm söz konusu edilmeyecektir.

Gerçekleştirilen Faaliyetlerin Değerlendirilmesi

  Gerçekleştirilen faaliyetler kapsamında birçok faaliyete yer verilmiştir. Bunlardan önemli olduğunu ve eleştirilmesi gerektiğini düşündüğümüz birkaçına değinmekle yetineceğiz.

  İstanbul’da yaşayan Camilililerle yapılan toplantıda ortak kararlar alındığı belirtilmektedir. Eğer toplantıdan kasıt, İnisiyatif Aktif Üyelerinin bir kısmının da katıldığı toplantı ise, burada herhangi bir karar alınması söz konusu değildir. Bunun dışındaki bir toplantı ise, bu sadece Macahel Vakfı ile yapılmış bir toplantıdan ibarettir ve sözü geçen Vakıf, “İstanbullu Camilililer” kavramıyla ne yazık ki eşdeğer değildir. Dolayısıyla alınan kararlar –eğer böyle bir toplantı yapılıp, bir karar alınmışsa- sadece Vakıf tüzel kişiliğini bağlayacaktır.

  “Ziyaretçi merkezi, motosiklet alımı” ibareleri ile neyin ifade edilmek istendiği belirli değildir.  Macahel bir koruma alanı mıdır ki ziyaretten söz edilmektedir? Motosikletlerin nerede ve hangi amaçla kullanılacağı ise yine belirsizdir.

  “Kar aracı” vb. suni, geçici çözüm yollarına yönelik itirazımızı yineliyor, kesin ve kalıcı çözüm olan tünel konusunu tekrar vurgulamak istiyoruz.
  “Sahanın askeri yasak bölge oluşu”nun çeşitli açılardan, şimdilik Macahel için bir güvence olduğunu önemle belirtiyor ve statünün devamını istiyoruz.

  Camili Proje alanında “ulusal bazda” çalışmalar yapan  2 Vakıftan (Tema, Kırçev) söz edilmekte ve bunların olumsuz çalışmalarının gerçekleştiği ve yöre insanının bunlara karşı tepkili olduğu belirtilmektedir. Oysa söz konusu iki vakıf ve daha çok Tema Vakfı, “ulusal bazda” değil, tamamen “yerel bazda” çalışmalar yapmaktadır ve olumsuz olduğu belirtilen çalışmalardaki olumsuzluğun ve buna karşı haklı tepkinin en önemli nedeni budur. Örneğin, Tema Vakfının yürütmeye çalıştığı arıcılık ve turizm faaliyetleri, tamamen yerel ekonomik kaynaklara dayalı ve yerel ekonomiyi yönlendirici bir niteliktedir. Dolayısıyla bu faaliyetler, çok haklı olarak bunları asıl olarak yürütmesi gereken yerel halk tarafından tepki görmektedir ve bu durum sona erinceye kadar aynı tepkiyi görmeye devam edecektir. Oysa GEF-II Projesinde dahi “yerel bazdaki” çalışmaların “yerel inisiyatife, yöreli insanlara” ait olduğu belirtilmekte, Projede yer alan bu vakıfların, bu raporda da geçtiği gibi “ulusal bazda” faaliyet göstereceği belirtilmektedir. Ancak belirttiğimiz gibi bu kuruluşlar, tamamen projeye aykırı olarak “yerel bazdaki” söz konusu faaliyetleri icra etmektedirler. Bu durumun proje yetkililerince dikkate alınması ve haklı tepkinin esas nedeninin gözden kaçırılmaması gerekir.

  Sahadaki bu kuruluşların elde ettikleri bulguların proje ekibine kaynak oluşturduğu ve bunlar baz alınarak çalışmaların sürdürüldüğü belirtilmektedir. Ancak bildiğimiz kadarıyla bu kuruluşların elde ettiği bulgular, sınırlı bir coğrafi alanı kapsamakta, 6 köyden ibaret yörenin tamamını içermemektedir. Bu nedenle proje çalışmalarında baz alındığı belirtilen bu bulguların yanıltıcı olabileceği unutulmamalıdır. Ayrıca söz konusu araştırmayı yapan kişilerin, ne kadar uzman olurlarsa olsunlar, yöreli olmayışı ve bundan kaynaklanan bilgi eksikliği de hesaba katılmalıdır.

  Tema tarafından gerçekleştirilen eko turizm çalışmalarındaki hatalardan, yöre insanının buna karşı tepkisinden ve proje elemanlarının bilgilendirmesinin etkili olduğundan söz edilmektedir. Söz konusu kuruluşun organize ettiği turistlerin sebep olduğu ve web sitemizin Faaliyetler/Macahelde Turizm bölümünde yer alan fotoğraflarda açıkça görülen kirlilik, yöredeki turizmin geleceği açısından oldukça endişe vericidir. Doğayı koruma konusundaki rüştünü, temiz bir şekilde bugüne kadar getirdiği doğasıyla ispatlamış olan yöre halkının, bu tür davranışlara tepki göstermesi son derece normaldir. Proje yetkililerinin bilgilendirmesinin etkili olduğu belirtilmektedir. Acaba bu tür kirletici hareketlerin bundan sonra olmayacağı konusunda bir garanti verilebilmekte midir? Yöre dışından gelen ve yöre insanının kirlilik oluşturmayan yemek kültürüne tamamen yabancı olan bu turistler, ziyaret ettikleri yerlerde, her insan gibi yemek ihtiyacı duyduklarında yanlarında getirdikleri ambalajlı yiyeceklerin ambalaj artıklarını nereye götüreceklerdir? GEF-II Projesinin de öne çıkarttığı turizmde (çevre duyarlı turizm, eko turizm gibi kelimelerle) bunun için ne gibi bir çözüm öngörülmektedir? Ya da korumaya yönelik bir projenin, koruma konusunda çeşitli sorunları içeren turizm faaliyetini öne çıkarması ne kadar doğru veya koruma konusunda ne kadar samimidir? Umarız yapılan bilgilendirmede bu gibi soruların da cevabı verilmiştir veya bundan sonra verilir.

  Yukarıdaki maddeden sonra gelen dört madde (Camili Köyünde 10 gün süreli eğitim, ekoturizm yönetim planı, yerel kılavuz, yöresel pansiyonculuk) de turizme ilişkin faaliyetlere yer verilmektedir. Bütün bunlar projede doğu korumayla önemli bir ikilem içinde olan turizmin önde gelen bir kalem olduğunu göstermektedir.

  2002 yılında Tema tarafından 500 kişinin getirildiği, ancak bu kişilerin eko turist sayılamayacağı belirtilmektedir. Oysa projede turizmin yöre için en önemli tehditlerden biri olduğu belirtilmekte ve alternatif olarak eko turizm, soft (yumuşak) turizm, çevre duyarlı turizm öne çıkarılmaktadır. Temanın getirdiği turistler eko turist değilse, o zaman projede tehdit olarak belirtilen turizm kapsamına girmektedir (ki kirlilik fotoğrafları da bunun bir kanıtıdır). Bu noktada, projenin gerekçesini oluşturan ve projenin önleyeceği belirtilen bu tür turizm faaliyetlerine karşı proje yetkililerinin ne tür bir önlem veya yaptırım uyguladıkları sorusu akla gelmektedir. Ancak proje yetkililerinin bu kuruluşlarla olan işbirliği göz önüne alınırsa, herhangi bir önlemin söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır.

  Kadastro konusu ise, web sitemizdeki yazılarda da belirtildiği gibi oldukça hassas ve mevcut durumla bağdaşmadıkça birçok tatsız durumlara yol açabilecek bir konudur. Her şeyden önce, Türkiye topraklarının %50’sinin kadastrosuz olduğu göz önüne alınırsa, yöre açısından bu konuda bir aciliyetin olmadığı, yöre halkı arasında da henüz böyle bir ihtiyacın bulunmadığı belirtilmelidir. Ancak, anlaşıldığı kadarıyla, projeyle getirilmesi tasarlanan koruma statüsünün uygulamaya geçirilebilmesi açısından böyle bir ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bağlamda, kadastro konusunda önceliği taşıyan orman kadastrosu bakımından, mevcut zilyedliğe dayalı özel orman statüsünün resmiyete geçirilmesi şarttır ve raporda “yöre insanını ikna” kelimeleriyle ifade edilen durum bu şekilde gerçekleşebilir. Özel orman statüsünün gerekliliği sadece ormanların yıllarca bu şekilde kullanıldığı ve bu sayede (özel mülkiyet anlayışıyla) korunduğu gerçeğine dayanmamaktadır. Ayrıca, yöredeki göç sebebiyle, uzun yıllar orman olmayan, tarım arazisi veya çayırlık olarak kullanılan yerlerin kısa zamanda orman haline gelmesi de dikkate alınmalıdır. Orman kadastrosu geçtiğinde, Orman Kanunu’nda yer alan ve basit bir ağaç topluluğunu orman sayan hükümler gereği, yıllarca orman olmayan bu yerlerin orman olarak kayıt edilme olasılığı söz konusudur ve bu durum ihtilaf nedenlerinden biri olacaktır. Bundan başka insanlar bu olasılık karşısında haklı olarak, kadastrodan önce, söz konusu yerlerin eski durumuna dönüştürülmesi amacıyla sonradan büyüyen ağaçları kesmeye çalışacak, gereksiz bir orman katliamı söz konusu olacaktır. Bu nedenle çözüm, yöre halkının iknası vs. değil, projede de desteklendiğini zannettiğimiz özel orman statüsünün hayata geçirilmesidir.

  Hibe programından söz edilmektedir. Bu bağlamda, onur üyelerimizin bir kısmının öncülüğünde  çerçeve niteliğinde “Macahel Projesi Taslağı” hazırlanmış ve bildiğimiz kadarıyla ilgili yerlere sunulmuştur. Ancak aldığımız duyumlar, öngörülen hibelerin yetersiz bir düzeyde olduğu yönündedir. Bundan başka konuyla doğrudan ilgili olmasa da proje yetkililerinin, yukarıda değindiğimiz proje taslağının hazırlık aşamasında, kendilerine e-mail yoluyla hibe programlarıyla ilgili olarak sorduğumuz sorulara olumlu veya olumsuz bir cevap vermemiş olmalarını, bilgilendirmeye verilen önem açısından kamuoyunun taktirine bırakıyoruz.

  Genel konular bağlamında, İl Kültür Müdürlüğü elemanının çalışmalarına değinilmektedir. Söz konusu çalışma tamamlanmış, projenin genel web sitesinde yer almıştır. Bu şekilde kamuoyuna açık olan çalışmaya sitemizde de yer verilmiştir.

  Tema ile birlikte askeri yasak bölgenin daraltılması, geçişteki kontrolün kaldırılmasının hedeflendiği belirtilmektedir. Öncelikle bu ifade, proje müdürünün, İstanbul’daki toplantıda projenin Temayla ilişkisi olmadığı yönündeki vurgusu açısından manidardır. İkinci olarak, söz konusu askeri kontrolü, yöreyi kirletmeye başlayan turizm karşısında, yine yöre doğası açısından en önemli güvence olarak gördüğümüzü yineliyoruz.

  Enerjiye yönelik çözüm önerisi beklendiği ifade edilmektedir. Bu konuda sitemizde yer alan çeşitli yazılarda ve Macahel Projesi Taslağı’nda, yöredeki akarsulardan yöreye yetecek elektrik enerjisinin elde edilebileceği, hatta yöre mimarisine uygun mevcut su değirmenlerinin, gerekli teknik dizaynla bu amaç için kullanılabileceği ortaya konmuştur.

  Bilinçlendirme konusunda eksiklik olduğu doğru bir saptamadır. Bu konuda Macahel Bizimdir İnisiyatifi-Aktif Üyeleri, henüz proje fiilen yörede uygulamaya geçmeden önce, “GEF” kelimesinden başlayarak, elindeki bilgileri, sade bir dille değerlendirerek, yöre entelektüellerinden oluşan Onur Üyeleriyle paylaşmıştır ve halen de paylaşmaktadır. Ancak proje yetkilileri, bu amaçla (bilgilendirmeyi sağlamak amacıyla) elektronik posta (e-mail) yoluyla sorulan soruları dahi yanıtlamayarak bilinçlendirme konusundaki tavrını ortaya koymuştur.

  Bugün gelinen nokta başlığı altında, projenin benimsendiği, katılımcı hareket edildiği belirtilmektedir. Birtakım soru işaretleri halen söz konusu olduğundan benimseme düzeyinde olmayan, ancak kendilerince olumlu kabul edilen bu durumun devamının, katılımcı harekete devam edilmesine, yani yerel inisiyatifin dikkate alınmasına bağlı olduğu unutulmamalıdır.

  Raporun talep ve öneriler bölümünde, yukarıda gerçekleştirilen veya gerçekleştirilmesi amaçlanan faaliyetler, talep ve öneri biçiminde tekrar sunulmaktadır. Son olarak, faaliyetler, sorumlu kişi, faaliyetlerin ne zaman gerçekleştirileceği ve gerekçeler şeklinde raporun özeti niteliğini taşıyan bir tabloyla rapor sona ermektedir.


Haberin kaynağı : http://www.macahelbizimdir.org
Macahel Bizimdir İnisiyatifi