Macahel Anıları 2-Her Köye Bir Okul ve Bir Öğretmen Kampanyası

Bu başlık altında yazmayı kararlaştırdığım özlemli (Nostaljik) anıların birincisini,  bilindiği üzere ‘Eğitim ve Öğretimle ilk Merhabamız’ başlığı altında sunmuştum. Bu kere de aynı konuya devam ederek, Türkiye genelinde ve bölgemizde, Milli Eğitim hizmetlerine, Devlet Okulları aracılığıyla nasıl başlanıp geliştirilerek sürdürüldüğü konusunda, genç kuşaklara bilgi vermek istiyorum.

Osmanlı İmparatorluğunun sona ermesinin ardından kurulan modern Türkiye Cumhuriyeti Devletinin önünde duran ve çözüm bekleyen yüzlerce sorunların başında en büyük problem olarak kuşkusuz eğitim ve öğretim konusu duruyordu. Burada tek başlık altında andığımız eğitim ve öğretim konusunun çözüm bekleyen iç başlıklı sorunları ise, sayılamayacak kadar çok sayıdaydı.

İmparatorluk döneminden kalma az sayıda ve büyük çoğunluğu da ünlü kent merkezlerinde bulunan değişik eğitim kurumları dışında yaygın okullar zinciri yoktu. Öğretmen, araç-gereç ve diğer bütün gereksinimler ve onları sağlayacak bütçe olanakları da sıfırdı. Yeni harflerle oluşturulacak Türkçe Alfabeler, yazılması gerekli ders kitapları, bunları uygulayacak öğretmenlerin yetiştirilmesi, dil konusu ve diğer çözüm bekleyen problemler dağlar gibi duruyordu. Onların tümünü sayıp nasıl çözümlendiklerini bu yazı aracılığıyla anlatmanın olanaksız olduğunu takdir edersiniz. O nedenle yurt çapında yaygın ilköğretim hizmetinin ne şekilde programlanıp nasıl çözümlenmeye çalışıldığını ve bu çözüm şeklinin Macahel bağlamındaki uygulamasını çok kısa olarak sizlere sunmaya çalışacağım.

Çözüm bekleyen öncelikli problem okul binaları yapımı idi. Konu, her köy için kaymakamlıklarca saptanan yerlere, köy imecesi uygulamalarıyla taş binalar inşa edilmesi suretiyle halledildi. Bu binaların inşası, Devlet bütçesinden tek bir kuruş harcamadan tamamlanmış oldu. Bu safhada Devlet katkısı sıfırdı. Okul sıraları ve köylerde yapılması mümkün olan araç gereçler de (Soba, kara tahta, cetvel, gönye, pergel ve benzerleri) bina yapan imeceler dışında tutulan, yine köylerdeki ustalar tarafından yapıldı. Harita ve tebeşirler devletçe sağlandı. Bu şekilde yapılıp hazırlanan okul binalarında eğitim-öğretim hizmetinin sürdürülebilmesi için öğretmene ihtiyaç vardı. O konu da pratik bir yöntem uygulamasıyla çözüme kavuşturuldu.

İlkokul öğretmenlerini yetiştirmek üzere Köy Enstitüleri adı altında bir eğitim seferberliği başlatıldı. Bütün bölgelerin merkezi konumunda olan illerde bu ad altında öğretmen okullar açıldı. Okullara her köy adına kız ya da erkek birer öğrenci yerleştirildi. Okullar, ücretsiz yatılı ve beş yıl süreliydi. Beş yıl okuyup öğretmen olarak mezun olacak öğrenciler, hangi köy adına okumuşsa o köye öğretmen olarak atanıp hizmet verecekti. Böylece beş yıl sonra her köyün birer öğretmene kavuşması programlandı ve sisteme derhal devreye sokuldu.

Bizim bölgemize de öğretmen yetiştirmek için, Kars ilinin Cilavuz adını taşıyan yöresinde (ilçenin şimdiki adı Susuzdur) ‘Cilavuz Köy Enstitüsü’ adı altında bir öğretmen okulu hizmete sokulmuş ve Macahel köylerinin her biri için bu okula birer öğrenci yerleştirilmişti. Ne var ki bu okullar ilk mezunlarını beş yıl sonra verecekti. Bu süre uzun bir zaman dilimi idi ve boşa geçirilmemesi gerekiyordu. Başlatılmış olan eğitim seferberliği kampanyası bağlamında onun da çaresi bulunmuştu.

Yine bu enstitüler bünyesinde birer ‘Eğitmen Yetiştirme Kursları’ açıldı. Bu kurslara da her köy için askerliğini çavuş olarak yapmış; çavuş bulunamayan köyler için de onbaşı olarak yapan ve eğitmenlik görevini yapabilecek yetenekte kişiler alındı. Sekiz aylık hızlandırılmış kurslarda eğitmenler yetiştirildi. Kursu başarı ile tamamlayanlar, adına gönderildikleri köylere atanarak, üç yıllık okullar devreye sokuldu. Okullarda okuma-yazma, toplama, çıkarma, çarpma, bölme ve bu dört işlemler için gerekli çarpım tablosu ile yurttaşlık ve diğer bazı branşlarda basit bilgiler öğretiliyordu. Okumaya birinci sınıftan başlanır, ikinci ve üçüncü sınıflar okunur, imtihanla mezun olunur ve üçüncü sınıftan mezuniyet diploması alınırdı. Daha sonra yeni öğrencilerle tekrar birinci sınıftan başlanır ve böylece devrelerle eğitim ve öğretim hizmeti sürdürülürdü. Ara sınıflar yoktu. Bütün öğrenciler aynı sınıfı okumaktaydı.

Köy enstitüleri ilk mezunlarını verince, bu okullarda dört ve beşinci sınıflar devreye sokuldu. Üçüncü sınıflardan daha önce mezun olanlar bu sınıfları da okuyarak ilkokul mezunu olup birer diploma daha aldılar. Sistem başarılı bir biçimde bu şekilde işletilerek zaman kaybı nispeten önlenmiş oldu.

Bu satırların yazarı olan bendeniz de bu sistem sayesinde okuma olanağını bulmuştum. Böyle bir uygulama devreye sokulmamış olsaydı ben de cahiller kervanı saflarında tarih olup kaybolup gidecektim. Bu nedenledir ki sistemi devreye sokanlara minnettarlığım sonsuzdur.

Başka bir anıda buluşmak umuduyla sevgi ve saygılar… 22.05.2010

* Bu yazı, www.haydarzengin.com dan alınmış olup, yazarın onayıyla yayınlanmaktadır.


Haberin kaynağı : http://www.macahelbizimdir.org
Macahel Bizimdir İnisiyatifi