Macahel'de Demokrasi

Demokrasi, tanım olarak halkın kendi kendini yönetme olgusudur. Halkın kendi kendini yönetmesi birçok şekilde ortaya çıkar. Bunlardan birincisi olan doğrudan demokrasi; halkın yönetimle ilgili kararları alabilmesi durumudur. Bu karar alma halkın kararları oylaması ile olur. Temsili demokraside ise halkın temsilciler vasıtasıyla yönetime katılıyor ve temsilciler vasıtasıyla karar alabiliyor. Temsilciler seçimle göreve getiriliyor.

Macahel köylerinde köy yönetiminin kendine özgü yapısı ve sistemi var. Her şeyden önce başkanlık sisteminde uygulanan yöntem uygulanıyor. Köy muhtarı yöre halkı tarafından seçiliyor.

Macahel halkının kendine özgü yönetim kültürü, köy yönetimine oldukça demokratik bir işlevsellik kazandırmaktadır. Köyü ilgilendiren meselelerde köyde yaşayan her bireyin söz söyleme hakkı, tartışma özgürlüğü var. Bu özgürlük, her Cuma günü yapılan Cami avlusundaki toplantılarda ve köy odasındaki toplantılarda kullanılıyor. Köyün yaşlısı-genci köyü ve dolayısıyla kendisini ilgilendiren bir konu hakkında söz söyleyebiliyor, tartışma konusu açabiliyor.

Köylerin yürütme organı muhtar ve ihtiyar heyeti adeta meclis gibi çalışan köy halkının isteklerini, ihtiyaçlarını dikkate almak zorundadır.

Macahel’deki demokrasi, uygulama açısından doğrudan demokrasiye yakındır. Hatta doğrudan demokrasinin bir sakıncası olan halkın kararlara sadece oylama şeklinde etki edebilmesi durumundan öte bu kararları tartışma, müzakere etme imkanı da vardır. Bu demokrasi uygulaması hem yöre halkının özgürlükçü karakteri hem de nüfusun azlığından kaynaklanmaktadır. Diğer bölgelerde yaşanan, ağalık, toprak sahipliği temelli “feodal eğilimler” yöremizde söz konusu olmamaktadır.

Günümüzde uygulama alanı bulan temsili demokrasinin halkı ne kadar temsil ettiği konusu tartışılmaktadır. Özellikle de halkın yönetim sürecine katılma modelleri üretilemeye çalışılmaktadır. Halk kendini ilgilendiren kararlarda bizzat söz sahibi olma, yönetimi etkileme süreçlerini de içeren bu gibi açılımlar yapılmaya çalışılmaktadır.

Macahel yöresinde uygulanan yönetim biçimi, şehir medeniyetini arzuladığı yönetim biçimidir. Yaptığım gözlemlerde özellikle de köy odasında yapılan tartışmalarda bir sosyal sorunun enine boyuna taraflarca tartışıldığını, müzakere edildiğini gördüm.

Macahel’de son yıllarda, özellikle de 1990’lı yılların ortalarından itibaren ivme kazanan bir değişim süreci yaşanıyor. Bu değişim sürecinin en önemli bileşeni dış faktörler olup, yörede çok tartışılmıştır/tartışılmaktadır. Bu dış faktörler TEMA Vakfı’nın projesi ve GEF-II projesidir. Bu projeler yöre halkının geniş katılımını öngörseler bile, aksi yöndeki uygulamaları nedeniyle yörede genel kabul görmemişlerdir. Bu proje uygulayıcılarının yaklaşım tarzlarındaki hatalardan dolayı başarılı olma şanslarını büyük ölçüde kaçırmışlardır. Yöre halkı bu projeleri yaşam tarzlarına ve en önemlisi de yaşam alanlarına bir müdahale getirdiğini fark etmiş, demokrasi kültürü açısından oldukça önem taşıyan “sivil itaatsizlik” uygulamalarıyla bu projelerin bu biçimde uygulanmasına karşı çıkmıştır.

Demokrasiyi kültür olarak yaşamak demek, toplumun kendi kaderi üzerinde belirleyici olması, kendi kaderini tayin etmesi manasını taşır. Bu açıdan bakıldığında Macahel halkı son yıllardaki örnek mücadelesiyle bunu göstermeye çalışmıştır ve çalışmaktadır.

“Ah şu mektepler olmasaydı, şu Maarif’i ne de güzel idare ederdik!”. Ya da şu halkın başı dik olmasaydı  projelerimizi ne de güzel uygulardık!


Haberin kaynağı : http://www.macahelbizimdir.org
Macahel Bizimdir İnisiyatifi