Karamanlı Nişancı Mehmed Paşa, Osmanlı Sultanları Tarihi, Çeviren: Konyalı İbrahim Hakkı
Önsöz
Arapçadan dilimize çevirdiğim bu eser, Osmanlı sultanlarının ilk tarihlerinden birisi, belki de, mevzuunu yalnız Osmanlılara hasrettiği için, birincisidir. Yurttaki bütün kütüphanelerin ilmî bir şekilde tasnifi yapılmadığı ve ikinci cihan savaşı dolayısıyla İstanbul’daki değerli yazmalardan bazıları ihtiyaten yurdun iç taraflarına kaldırıldığı için biz tercümemize Ayasofya müzesinin içindeki Birinci Sultan Mahmud Kütüphanesinde, 3204 numarada kayıtlı bulunan nüshayı temel yaptık. Eserin İstanbul'da, Süleymaniye Kütüphanesinde, Âşir Efendi kitapları arasında 234 numarada kayıtlı ikinci bir nüshası daha vardır,
Ayasofya nüshasının birinci bölümünde Selçukluların Anadolu’ya gelmelerinden ve Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi'nin aile zincirinden bağlayarak Fatih Sultan Mehmed’in tahta oturmasına kadar gelip geçen Osmanlı sultanlarının hal tercümelerinden, zamanlarındaki fetihlerden ve başka olaylardan kısaca bahsetmiştir.
Mehmed Paşa, kitabının iki bölümünde de hiçbir kaynak göstermiyor. Fatih çağının, bilhassa İstanbul’un fethinden sonraki olaylarının içinde bizzat yaşadığı için bu hususta kendisinden daha salâhiyetli bir kaynak düşünülemez.
Mehmed Paşa, kendisinden daha önce yazılan ve bize kadar gelen İskendernâme’yi, Behcetüttevârih’i ve Düsturnâme’yi görmüş, bunlardan faydalanmıştır.
Mehmed Paşa’nın koruyucusu olan Sadırazarn Mahmud Paşa aynı zamanda Şukrullah’ın ve Düsturnâme sahibi Enverî’nin de koruyucusu idi. Bunlar da tarihlerini Mahmud Paşaya sunmuşlardı. Mahmud Paşa’nın müşaviri durumunda bulunan Konyalı Paşa’nın bunların kitaplarını görmesi kadar tabii bir şey olamaz. İskendernâme’yi de okumuş olması çok muhtemeldir,
Mehmed Paşa’nın bu üç kitaptan başka birçok kaynaklardan faydalandığı muhakkaktır. Fakat bu kaynaklar bugüne kadar keşfedilmiş değildir. Belki de bunlar büyük yangınlarda yanıp gitmiştir.
Mehmed Paşa’nın bu üç kaynaktan başka kitaplardan faydalandığını gösteren deliller vardır.
(…)
Kitabın ikinci bölümünde başka tarihlerin hiçbirinde rastlanmayan değerli malûmat vardır. Meselâ:
Fatih'in 884 ( = 1479) yılında İstanbul’da kalarak Gürcistan tarafına asker gönderdiği ve buradaki “Torul” kalesi ile “Mazahilit” vilâyetini tamamen fethettiği haberi şimdiye kadar gördüğümüz tarihlerin hiçbirisinde yoktur. Gürcü dil kaidesine göre Mazahilit has adının sonuna eklenen “it” kaldırılınca kalan “Mazahil”in üçüncü harfini, Gürcülerin, dillerinin ucundan söyledikleri ve bu harf Arap elifbasında bulunmadığı için Mehmed Paşa bu harfi “ص” (=S) ile yazmıştır. Türkler bunu “Maçahel” şeklinde söylüyorlar. Bu ad bugün Çoruh ilinin bir ilçesinde ve Çoruh ırmağının kıyısındaki bir köyde hâlâ yaşamaktadır.
Macahel eski Osmanlı idarî teşkilâtında “Çıldır = Ahısha” eyaletine bağlı bir sancak merkezi idi.
Hicrî 1046 (= 1636) yılında sadrazam Kemankeş Mustafa Paşa tarafından padişaha sunulan lâyihada ve eski coğrafya kitaplarında bu ad hep Macahel şeklinde geçmektedir.
Mehmed Paşa'nın verdiği bu malûmattan öğreniyoruz ki Fatih zamanında Osmanlı orduları şimdiki Batum’un yanına kadar olan toprak parçalarını Osmanlı sınırlan içine almışlardı. Bu hususta aşağıda metnin notlarında daha geniş bilgi verdik.
(…)
II Sultan Mehmed Han Tarihi
Sultan hazretleri 884 yılında şerefli merkezinde oturarak Tanrının yardımıyla düşmanları yenen ordusundan küçük bir fırkayı Gürcistan bölgesine gönderdi. Orada Torul denilen kale ile birlikte Mazahilit (1) ülkesini baştanbaşa fethettiler. Başka bir fırkayı da Çerkez ülkesi bölgesine gönderdi (…)
Dipnot:
(1) Bilim âlemi şimdiye kadar bu özel isim ile hiç meşgul olmamıştır. Mehmed Paşa’nın “ماضاخالات” seklinde kaydettiği bu yer, bugün Çoruh ilini de tamamen içine alan bölgeye eskiden verilen Maçahel adından çıkmıştır. Maçahel ismi şimdi Çoruh ilinin Borçka ilçesine bağlı olan Maçahel köyünde hâlâ yaşamaktadır. Ve bir bucağın da adıdır. Gürcüler bu adın ikinci hecesinin ilk harfini dil ucundan çıkan bir sesle söylerler. Haritalarda da Madschakal şeklinde geçer. Gürcülerin bu dil ucu harfi Arapçada bulunmadığı için müellif bunu “ص” harfiyle yazmıştır. Gürcüler yer isimlerinden birçoklarının sonuna bir “t” ekledikleri için buraya da Mazahilit, Maçahelit diyorlardı. Maçahel’in pek önemli bir kalesi vardı. Maçahel eski Osmanlı idari teşkilâtında Çıldır = Ahısha eyaletine bağlı bir sancak merkezî idi. Evliya Çelebi’nin yazma nüshalarında bu “ماجاخإل” Macehil şeklindedir. Bu ad basma birinci cildin 192 ve ikinci cildin 322’nci sayfalarında tertip yanlışlarıyla çıkmıştır. Mehmed Paşa’nın verdiği bu değerli bilgiden öğreniyoruz ki Fatih, Çoruh suyuna kadar bütün bu bölgeyi Osmanlı sınırları içine almıştı.
Kaynak: Karamanlı Nişancı Mehmed Paşa, Osmanlı Sultanları Tarihi, Çev.: Konyalı İbrahim Hakkı (Osmanlı Tarihleri I, Ed.: N. Atsız Çiftçioğlu, Türkiye Yayınevi, İstanbul, 1949), s.324-325, 360 (www.atsizcilar.com/karamanli-nisanci-mehmed-pasa0.htm).